VESTEL INTERNET TV: İyi bir Baslangıç
  • Bundan 10 sene evvel bir Türk şirketinin CD çalar üretip, Avrupa’ya pazarladığını düşünebiliyor musunuz? Veya 15 sene evvel Arçelik’in Amerika’ya son model 8088 XT/AT PC’ler pazarladığını? Bu trenler zamanında kaçmış olabilir. Fakat bu, bundan sonraki bütün trenlerin kaçacağı anlamına gelmez. Bunu ispatlayan şirket de, aramızdan biri, Vestel oldu.

İlk bakışta İtalya’ya yapılan 8.3 milyon dolarlık Internet TV satışı (bkz. Bu sayımızın "Haberler" köşesine, sayfa 36) çok önemli gibi gelmeyebilir. Günümüzde, 8.3 milyon dolar ne Türkiye’nin ihracatı ne de Vestel gibi büyük bir şirketin satışı açısından mühim bir rakam sayılmaz. Ancak satılan ürünün muhtevası çok önemli. Vestel, Internet TV’lerin tasarımlarını ve üretimlerini tamamıyla kendi imkânları ve AR/GE kadrosuyla ile gerçekleştirmiş. Yani bir teknoloji lisans anlaşması vs. sözkonusu değil. Ve dünya genelinde yeni yeni duyulmaya başlanan bir teknoloji Avrupa’ya pazarlanıyor. Ayrıca ürünlerin, önümüzdeki sonbaharda Comdex Fall 98 fuarında, çok geniş bir standda sergilenerek ABD’de ciddi bir şekilde pazarlanacağı da bildirildi.

Zaten bu konuya ait basın duyurusunun yapıldığı toplantıda bu heyecanı hissetmemek mümkün değildi. Türk Bilişim Vakf’ının iki senedir düzenlediği "Bilişim Medya Ödülleri" ve İnterpro’nun "İlk 100 BT ?irketi" başlıklı organizasyonları da dahil olmak üzere, şimdiye kadar katıldığım bütün BT Sektörü toplantılarında bu kadar geniş ve yoğun bir basın ilgisi gördüğümü hatırlamıyorum. Üstelik toplantı aniden ve nisbeten uzak sayabileceğimiz Renaissance Polat otelinde (İstanbul’un Florya semtinde) düzenlenmişti.

Bundan Sonraki Hedefler

Zorlu Holding’in (Vestel’in 1994’den beri nisbeten "yeni" sahipleri) Genel Koordinatörü, Metin Çağlar’ın yaptığı kouşma da şirketin gelecekteki hedeflerinin daha da büyük olduğunu gösterdi: 2000 yılına kadar dünyanın ilk üç elektronik üreticisi arasına girmek. ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki bilişim dünyasının kalbi konumundaki Silicon Valley şehirinde Vestel’in 12 kişilik bir kadro bulundurması da, şirketin vizyonu açısından önemli sayılabilecek bir gösterge.

?imdi de sıra bilişim ve elektronik sektörümüzün diğer şirketlerinde. Transistör dünyanın her yerinde transistördür. Fizik ve kimya kanunları her yerde aynı şekilde çalışır. O halde, Türkiye’de yeni teknolojilerin geliştirilmemesi için hiç bir sebep yoktur ve ille de yabancılardan destek alınması gerekir diye bir şart yoktur. Biraz sistemli çalışma, inanç, mantıklı yaklaşım ve geniş açılı bir vizyon ile nelerin olabileceğini görmemek mümkün değil. Hernekadar bu sadece bir başlangıç ise de söylenebilecek bir tek şey var: Bravo, Vestel!

-Kerem Koçer