Multimedya İletişiminde Yeni Boyutlar

Ses, veri, video ve network trafiğin aynı hatlar üzerinden beraberce aktığını düşünebiliyor musunuz? Peki bunların herbirinin kendisine en uygun olan ve diğerlerinden de farklı bir protokol kullanarak eş zamanlı olarak aktığını? Bütün bu saydıklarımız, Motorola’nın Vanguard 6430 ve 6450 modelleri ile artık mümkün.

Türkiye pazarına Nisan ayı itibariyle tanıtılacak olan bu ürünler, geleceğin iletişim teknolojisinin önemli birer kilometre taşı oluşturacak izlenimini uyandırıyor. İsimleri de zaten bu düşünceye uygun: çoklu hizmet şebekeleşme (multi-service networking) ürünleri. Daha çok birbirinden uzak merkez/şube veya şube/şube türü iletişim kurmak istiyebilecek şirketler için düşünülmüş olanVanguard’lara bilgisayar, LAN hattı, direkt telefon hatları ve PBX telefon hatları da dahil olmak üzere her türlü iletişim araçları takılabiliyor.

Sistem, bir taraftan bu farklı iletişim şekilleri için dinamik bir şekilde bantgenişliği tahsis ediyorken, bir taraftan da her iletişim modu için, yine o moda en uygun olan iletişim protokolü kullanıyor. Meselâ, ses iletişiminde gecikmelere tahamül yoktur (çünkü karşı taraf söylenenleri kesik kesik duymaya başlar) fakat birkaç bit’lik veri kaybı konuşmaların aktarılmasında fazla bir zarar vermez (telefon hatlarında bir miktar parazite hepimiz alışığız; kaldı ki birkaç bit’lik kayıp insan kulağı ile duyulmayacak kadar az parazit üretir). Bu durumda, ses iletişimi için hangi yol üzerinden ve ne kadar zamanda gideceği belirsiz olan IP paketlerinden ziyade frame relay protokolü daha uygun oluyor. Fakat birbirinden uzakta olan iki network’ün kendi arasında haberleşmesi için IP kullanılabilir. Ayrıca, hızın önemli olduğu durumlarda, ATM kullanılabilir. Vanguard, iletişim moduna en uygun olan protokolü (kullanıcının önceden belirtmiş olduğu tercihleri dikkate alarak) otomatik olarak seçiyor. Bu özelliğin en önemli yanı, farklı veri iletişim türleri için müşterinin ayrı ayrı hatlar çekmesine veya ayrı cihazlar temin etmesine gerek kalmıyor.

Bu yeni teknolojinin sunduğu en önemli imkânlardan birisi, genis alan network’leri üzerinden (wide area networks–WAN) multimedya aktarımı. Multimedya derken, şu an için daha çok ses ve görüntü dosyaları anlaşılıyor. Ancak iletişim mühendislerinin uzan zamanlardan beri rüyasını süsleyen WAN’ler üzerinden videokonferans sistemlerine de bir adım daha yaklaşmış oluyoruz. Fakat videokonferans teknolojisinin gerçek manâda yayılması için, bantgenişliği meselesinin bir çözüme kavuşturulması gerekiyor. Çünkü videokonferans sistemlerinin iyi bir şekilde çalışması (yani görüntü ve ses iletiminde kesintiler yaşanmaması) için, çok yüksek bantgenişliği gerekiyor. Bantgenişliği de pahalı bir “malzeme” olduğundan, kurumlarda mevcut bantgenişliği genelde networking gibi daha çok önceliği olan projelere kaydırılıyor.

Sistemin bir diğer özelliği de ISDN veya başka bir şebeke türünü yedek iletişim hattı olarak barındırabilmesi. Meselâ bir bankanın İstanbul’daki merkezi ve İzmir’deki şubesi arasında leased-line üzerinden bağlantı varsa, bir taraftan da sisteme ISDN imkânı yüklenebilir. Böylece, herhangi bir arızadan dolayı leased-line’da bir kesinti yaşanırsa, iletişime ISDN üzerinden devam edilebilir. ISDN’nin henüz yaygınlaşmadığı bölgelerde ise dial-up modem bağlantısı kullanılabilir. Ancak bu tercih edilmiyor, çünkü modemlerin bağlantı kurması en az 3 ilâ 6 saniye kadar bir zaman aldığı için haberleşmede süreklilik kalmayabiliyor, yani kesintiler olabiliyor.

BYTE Türkiye’nin freelance editörlerinden ve aynı zamanda yüksek hızlı çoklu servis network’lerinde (multi-service networks) uzman olan Aras Taha Geylani, Vanguard’ları değerlendirirken şunları söyledi: “Herkes aynı hat üzerinden değişik veri türlerini gönderme düşüncesi içerisinde. Motorola’nın öncülüğünü yaptığı bu sektöre yakında başka katılımlar da olabilir. Geniş alan networking’in geleceği bu.”

–KK